2021 Bulgaristan Parlamento Seçimleri Bulgaristan Jeopolitiğinde Önemli Değişikliklerin Habercisi

2021 SEÇİMLERİ VE BULGARİSTAN

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ege ve Balkan Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBAMER) tarafından, “EBAMER Balkan Konuşmaları” etkinliklerinin ikincisi Dr. Öğr. Üyesi Beycan Hocaoğlu ‘nun “2021 Seçimleri ve Bulgaristan” adlı konferans sunumuyla gerçekleştirildi. Balkan Konuşmaları serisinin bu haftaki konferansına İKCÜ Rektör Yardımcısı ve EBAMER’in kurucusu Prof. Dr. Turan Gökçe başta olmak üzere akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılımı ile gerçekleştirildi.

Programın açılış konuşmasını EBAMER üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Ünal Şenel yaptı. Şenel yaptığı konuşmada; EBAMER’in bu tür konferanslar tertip ederek, Balkanların sosyo-kültürel ve siyasi geçmişteki kodlarını ve söz konusu bu tarihi kodların geçmiş ile gelecek arasındaki bağlantılarını tekrardan hatırlatmak ve EBAMER’in aynı zamanda günümüzdeki gelişmeleri de ele alarak bu bağlantıları canlı tutma amacında olduğunu dile getirdi. Şenel, İKCÜ ve EBAMER’in öncülüğünde ayrıca gelecek bir zamanda İzmir’de bir Balkan Vakfı’nın kurulması yönünde de çaba içinde olunduğunu konuşmasının satır aralarında vurguladı. Balkan konuşmaları serisinin gelenek haline getirilmesinin önemine vurgu yapan Şenel, bu tür akademik konuşmaların  akademik düzeyde devam etmesinin gerek öğrencilerin ve gerekse bölgeye özlem duyan toplumun tarih hafızlarının yeniden canlandırmasına olan katkısına değindi.

Açılış konuşmasının ardından Dr. Öğr. Üyesi Beycan Hocaoğlu 2021 yılında Bulgaristan’da gerçekleşen Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili sunumunu dinleyiciler ile paylaştı. Hocaoğlu, Bulgaristan siyasetini anlamak için öncelikle Bulgaristan’ın tarihi ve jeopolitik gerçekliğini bilmek gerektiğini belirtti. Hocaoğlu’na göre: Bulgaristan’ın mevcut coğrafi konumu ve sınırlarının Bulgaristan’ın tam anlamıyla bağımsız bir politika izlemesinin önüne geçtiğini ve bu coğrafi sınırlandırılmışlığını kırmak için Adriyatik, Ege ve Karadeniz’e ulaşan “Üç Denizlerin Bulgaristan’ı” hayalini gerçekleştirmesi gerekmektedir; Ancak mevcut durumda bu hayali gerçekleştirmenin imkansızlığı nedeniyle Bulgaristan Avrupa, Rusya ve kısmen de Türkiye gibi Balkanlar’a ilgi duyan ve nüfuz arayışında olan ülkeler arasında denge politikası kurarak varlığını sürdürme çabası içerisindedir. İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya’nın nüfuzundan çıkarak Sovyetler Birliği’nin yoğun nüfuz alanına giren Bulgaristan 1990 sonrasında Doğu Bloğunun yıkılmasının ardından Sovyet nüfuzundan kurtulmuş olsa da Avrupa Birliği üyeliği henüz gerçekleşmemişti. Bu dönemde Türkiye ile yakın ve dostane ilişkiler geliştiren Bulgaristan 2007 yılında büyük ümitlerle AB üyesi olmasının ardından yine büyük oranda Almanya’nın nüfuz alanına girmiştir Bu dönemde Bulgaristan’ın Türkiye ve Rusya ile olan ilişkilerinde nisbi bir soğuma meydana gelmiştir. Avrupa Birliği üyeliğinin Bulgaristan halkının refah düzeyinde arzu edilen düzeyde bir artış getirmemiş olması ve hatta Makedonya gibi Bulgarlar için son derece hassas bir konuda AB tarafından kendi aleyhlerinde politikalara zorlanmaları, elektrik üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştirildiği Kozloduy Nükleer Elektrik Santralindeki 4 reaktörden ikisinin kapatılması, Belene Nükleer Elektrik Santrali projesinin ise bir türlü başlatılamaması ve Bulgarların hızlı nüfus kaybını engellemenin ötesinde dış göçü kolaylaştırması nedeniyle Bulgaristan vatandaşlarının AB’ye olan tutumlarında ciddi hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Bu nedenle 2017 yılındaki parlamento seçimlerinden sonra kurulan hükümet muhafazakar popülist GERB partisi ve üyelerinin büyük bir kısmı Rusofil olan milliyetçi Birleşik Vatanseverler ittifakı ile şekillenmiştir. Birleşik Vatanseverler açık bir şekilde Rusya yanlısı tutum izlerken GERB partisi de Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği ilişkilerini geliştirme çabası içerisine girmiştir. AB üyesi Bulgaristan’ın AB tarafından tehdit olarak algılanan Rusya ve Türkiye ile yakınlaşması ülkedeki AB yanlılarını 2020 yılında harekete geçirmiştir. 2020 yılının Temmuz ayında üyelerinin çoğunluğu Bulgaristan’daki Türkler tarafından oluşan Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin kurucusu ve onursal başkanı olan Ahmet Doğan’ın Burgaz’daki yazlığı önünde başlayan protestolar Bulgaristan geneline yayılarak zirve noktasına Sofya’da Avrupa Birliği tarafından Kremlin yanlısı haberler yapmakla suçlanan “Blitz” dijital medya ofisinin önünde ulaşmıştır. Protestoların ülke geneline yayılması ile hükümetin üzerindeki baskılar artarak 2021 yılının Nisan ayında erken genel seçimlerin yapılması karara bağlanmıştır. 2021 yılının Nisan ayında gerçekleştirilen seçimlerde 20’ye yakın parti ile temsil edilen protesto partileri toplamda %33’e yakın oy almış fakat dağınık yapılarından dolayı %4’lük barajını sadece “Böyle bir Halk Var” partisi, Demokratik Bulgaristan İttifakı ve Aya Kalk! Mafya Dışarı ittifakı Bulgar parlamentosuna milletvekili göndermeye hak kazanmıştır. Buna karşılık statüko partileri olarak adlandırılan GERB (Bulgaristanın Avrupai Gelişimi için Vatandaşlar), DSP (Hak ve Özgürlükler Hareketi) ve Bulgaristan için DSP ittifakı toplamda %50’nin üzerinde oy almıştır. Ülke genelinde yapılan protestolara ve muhalif partilerin nisbi başarılarına rağmen statüko partilerinin oylarını büyük oranda korumuş gözükmektedirler. Protesto partilerinin statüko partileri ile hükümet kurma konusundaki isteksizlikleri ve kendi aralarında işbirliği kuramamaları Nisan ayında gerçekleşen seçimlerin neticesinde hükümet kurulamamış. Parlamento seçimlerinin Temmuz ayında tekrarlanması kararlaştırılmıştır. Temmuz ayında statüko partilerinin oylarında  cüzi bir düşüş yaşanmış olmakla birlikte genel tabloda dramatik bir değişiklik olmamış Temmuz ayında gerçekleşen seçimlerin sonucunda da hükümet kurulamamıştır. Aynı yıl içerisinde üçüncü kez parlamento seçimlerinin bu kez Kasım ayında yapılması kararlaştırılmıştır. Kasım ayında gerçekleşen seçimlerin sonucunda Protesto partilerinin kendi aralarında daha da organize olması toplam oy oranlarının artması ve DPS (Hak ve Özgürlükler Hareketi) dışındaki statüko partilerinin oy oranlarının azalmıştır. Hak ve Özgürlükler Hareketi daha önceki seçimlerde %10 civarında oy oranına sahipken özellikle Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşı Türklerin seçimlere katılımının artması ile oy oranlarında yaklaşık 4 puanlık bir artış getirmiştir.

Beycan Hocaoğlu'nun konuşmasının ardından tekrar sahneye gelen sayın Ünal Şenel, yapılan konuşmanın genel bir özetini yaparak,  Bulgaristan'da yapılan bu güncel tarihe tanıklık etmenin EBAMER adına Balkan Konuşmaları serisinin önemine dikkati çekti.

Şenel, ayrıca iki hafta (15 Aralık) sonra Balkan Konuşmaları serisinin üçüncüsünün gerçekleştirileceğinin müjdesini de konuşmasına ekledi. Bu konuşmanın Ege Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Turgay Cin tarafından “Ege Adaları ve Yunanistan” başlığı ile İKCÜ Hekim Hacı Paşa salonunda yapılacağını söyledi.

Menüyü Kapat