"Türk - Yunan ilişkilerinde Lozan Antlaşması ile birlikte 1881 - İstanbul Sözleşmesi, 1913 - Atina Barış Antlaşması ve 1920 - Sevr Antlaşması da göz önünde bulundurulmalı"

Ege ve Balkanlar Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (EBAMER) Balkan Konuşmaları program dizisinde bu hafta, 15 Ekim 2021 Çarşamba günü saat 11:00’de Hekim Hacı Paşa konferans salonunda, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Turgay CİN hocamızı dinledik.

Dr. Turgay CİN, “Uluslararası Hukuk Bakımından Trakya, Adalar Denizi, Akdeniz, Kıbrıs ve Yunanistan’ın ‘Tehdit Doğudan’ Propagandası” başlıklı sunumunda öncelikle bu konularda devam eden tartışmalarda büyük bir kavram kargaşasının mevcut olduğunu, hatta dikkat edilmediği takdirde kimi zaman kullanılan kavramların doğrudan Yunanistan tezleri ile ilişkilendirilebileceğini ifade etti. Verdiği birçok somut örnek arasında ‘Batı Trakya’ kavramını zikretmek gerekir ki Dr. Turgay CİN’e göre bu kavram daha başlangıçta Yunanistan’ın diğer bölgelerinde yaşayan diğer Müslüman Türklerin azınlık hakkı taleplerini dışarıda bırakmaktadır.

Dr. Turgay CİN’in dikkat çektiği diğer önemli hususlardan birisi de Türk-Yunan ilişkilerini düzenleyen 4 antlaşmadan (1881-İstanbul Sözleşmesi, 1913-Atina Barış Antlaşması, 1920-Sevr Antlaşması, 1923-Lozan Antlaşması) sadece Lozan Antlaşması’nı göz önünde bulunduran yaklaşımların yüzeysel kalacağı ve Türk tarafının elini zayıflatacağı hususudur. Dr. Turgay CİN’e göre, Türk-Yunan münasebetlerinde bu hususun dikkate alınması bir taraftan geçen süreç içerisinde Yunanistan’ın yaptığı antlaşma ihlallerini görmemizi sağlarken, diğer taraftan da daha isabetli söylem ve politikalar üretmemize katkı sağlayacaktır. Bu duruma örnek olarak, söz konusu antlaşmalara bağlı olarak esasında eğitimsel, hukukî ve idarî özerkliğe sahip olan başmüftülük kurumunun bu özerklik haklarından nasıl mahrum edildiği gösterilebilir

Son olarak, Dr. Turgay CİN Yunanistan’ın içeride eğitim sistemi ve medyayı kullanarak, dışarıda da çeşitli lobiler aracılığıyla ‘Tehdit Doğudan’ propagandasını etkin bir şekilde kullandığını kaydetmiştir. Türkiye’nin ise diplomatik ilişkilerini, hem tarihî olarak söz konusu antlaşmalar çerçevesinde daha kapsamlı hem de propaganda karşısında daha etkin bir düzeyde tutması çok önemli olduğu ifade etmiştir.

İlgili Resimler


Menüyü Kapat